Mavi Kadın - Kadına Özel Kadın Sitesi
- Güncelleme Tarihi:

"Her şey üzerime üzerime geliyor!" diyenlere baskıyla başa çıkmanın en iyi 7 yolu 

Mavi Kadın>Yaşam>"Her şey üzerime üzerime geliyor!" diyenlere baskıyla başa çıkmanın en iyi 7 yolu 

İş yerinde ya da özel hayatınızda beklentiler nedeniyle bunalmış hissedebilirsiniz. Ancak bunu aşmak zor değil. Sadece baskının bizden daha büyük olmadığını anlamak gerekir. Doğru stratejilerle baskıyla etkili bir şekilde başa çıkabilirsiniz. İşte baskıyla başa çıkmanan en iyi 7 yolu...

"Her şey üzerime üzerime geliyor!" diyenlere baskıyla başa çıkmanın en iyi 7 yolu 

Baskı, her insanın hayatına çeşitli yönleriyle sirayet eder. Beklenti, sorumluluk ve taleplerin ağırlığı olarak bilinen baskı, sıkışıp kalma hissine neden olur. Kendinizi sürekli baskı altında hissetmek başta zihinsel olmak üzere birçok olumsuz etki oluşturur. Yine de bu durumdan kurtulmak pekala mümkün.  

BASKI ALTINDA HİSSETMEK NE DEMEK? 

Nerdeyse herkesin tanıdığı bu hissin tanımı, yapmamız gereken şey ile elimizdeki zaman veya kaynaklar arasında sıkışıp kalma durumudur. Bu duygu akademik yükümlülüklerden, iş görevlerinden, toplumsal standartlardan, kişisel hedeflerden veya dış koşullardan kaynaklanabilir. 

Baskı, sürekli inceleme altında olma, kendimiz veya başkaları tarafından belirlenen gerçekçi olmayan standartları karşılamaya çalışma duygusudur. Kaygı, stres, baş ağrıları ve daha ciddi zihinsel sağlık sorunları gibi başka duygulara yol açabilir.

Baskının yaşamın doğal bir parçası olmasına rağmen bizi bunaltmasına gerek olmadığını anlamak son derece önemlidir. Baskının ne olduğunu anlayarak ve etkili başa çıkma mekanizmalarını öğrenerek, zorlukların üstesinden gelebilir ve baskıyla nasıl başa çıkacağımızı anlayabilir veya en azından yönetimi kolaylaştırabiliriz! 

BASKIYLA BAŞA ÇIKMANIN 7 YOLU 

1- Görevlere öncelik verin:

Baskıyla nasıl başa çıkacağınıza dair ilk ipucumuz, görevlerinize daha sık öncelik vermeye başlamaktır.  

Birden fazla sorumlulukla karşı karşıya kaldığınızda, her şeyin aynı anda yapılması gerektiğini hissetmek kolaydır. Ancak bu zihniyet, çoğu zaman stresin artmasına ve üretkenliğin azalmasına yol açar.

Bunun yerine bir adım geri atın ve görevlerinizi önceliklendirin. Nelerin acilen yapılması gerektiğini ve nelerin bekleyebileceğini belirleyin. Görevleri daha küçük, daha yönetilebilir adımlara bölmek onları daha az göz korkutucu hale getirebilir ve her seferinde tek bir şeye odaklanmanıza yardımcı olabilir. 

Yapılacaklar listesi oluşturmayı ve ilk 3'e öncelik vermeyi deneyin. Dr. John Demartini’ye göre, her insan bilinçli ya da bilinçsiz olarak an be an kendine özgü bir öncelikler ya da değerler dizisine göre yaşar. 

2- Zaman yönetimi uygulaması yapın:

Baskıyla nasıl başa çıkacağınızı anlamanın bir başka harika yolu da zaman yönetimi becerilerinize odaklanmaktır. Zaman yönetimi, baskı hissini önemli ölçüde azaltabilen çok değerli bir beceridir. 

Temel odak noktası çalışmaları, boş zaman etkinlikleri ve dinlenme dahil olmak üzere farklı etkinliklere zaman ayırmak için bir program oluşturun veya bir planlayıcı veya günlük kullanın.

Her görevin ne kadar zaman alacağı konusunda gerçekçi olun ve molaları da hesaba katmayı unutmayın; nefes almak için kendinize her saat başı 5-10 dakika vererek uzun vadede çok daha fazlasını başaracaksınız. 

Zamanınızı etkili bir şekilde yöneterek, organize kalabilir ve bunalmış hissetmeden daha fazlasını başarabilirsiniz ve tükenmişliğin azalmasıyla uzun vadede kesinlikle daha fazla iş halledeceksiniz! 

3- Sağlıklı alışkanlıklar geliştirin:

Baskıyla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmenin bir diğer önemli ipucu hayatınızda daha sağlıklı alışkanlıklar geliştirmektir. Baskıyla uğraşırken fiziksel ve zihinsel sağlığınıza dikkat etmek çok önemlidir. 

Venkateswar Pujari'ye göre, egzersizin bilişsel yeteneği ve zihinsel sağlığı geliştirici etkileri vardır. Ona göre, fiziksel aktivitenin, yetişkinlerde hafıza ve yürütücü işlevlerin artmasına olumlu katkıları vardır.

4- Gerçekçi hedefler belirleyin:

İddialı hedefler belirlemek motive edici olabilir, ancak bunları ulaşılabilir bir noktaya koymak çok önemlidir. Bu, baskıyla nasıl başa çıkılacağını anlamanın harika bir yoludur. Gerçekçi olmayan beklentiler gereksiz baskı oluşturabilir ve sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Hedeflerinizi daha küçük, ulaşılabilir kilometre taşlarına bölün ve yol boyunca ilerlemenizi kutlayın. 

5- Destek arayın:

Baskıyla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmenin bir sonraki ipucu, ihtiyaç duyduğunuzda destek aramaktır. Bunalmış hissettiğinizde yardım istemek tamamen normaldir. 

Öğretmenlerinizden, ebeveynlerinizden, patronunuzdan, arkadaşlarınızdan veya danışmanlarınızdan olsun, başkalarına ulaşmak değerli bir destek ve bakış açısı sağlayabilir. Yüklerinizi paylaşmak yükünüzü hafifletebileceği için duygularınızı ve endişelerinizi iletmekten çekinmeyin. Yalnız olmadığınızı, sağlığınızı önemseyen ve başarılı olmanıza yardımcı olmak isteyen insanların olduğunu unutmayın.

6- Kendinize şefkat gösterin:

Baskıyla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmenin bir diğer önemli yolu da kendinize şefkat göstermektir. Özellikle stresli zamanlarda kendinize karşı nazik olun. 

Dr. Kristin Neff'e göre, öz-şefkat, şefkati içe döndürme sürecidir. Başarısız olduğumuzda, hata yaptığımızda ya da kendimizi yetersiz hissettiğimizde sert bir şekilde özeleştiri yapmak yerine nazik ve anlayışlı davranırız. Yaşamlarımızda zorluklar baş gösterdiğinde soğuk ya da yargılayıcı olmak yerine kendimize destek ve cesaret veririz.  Kendine şefkati geliştirmek, dayanıklılığı artırabilir ve zorlu durumlardan sonra toparlanmanıza yardımcı olabilir. 

Anne Casper'ın liderliğinde 2017 yılında yapılan bir araştırma, zorlu geçeceğini bildikleri bir günle karşı karşıya kaldıklarında, olumlu stres zihniyetine sahip kişilerin başa çıkma stratejileri geliştirdiklerini, performanslarını artırdıklarını ve günü daha enerjik hissederek sonlandırdıklarını ortaya çıkardı. 

7- Mola verin ve hobilerin keyfini çıkarın:

Yoğun programların ve artan baskıların ortasında mola vermek ve size keyif veren aktivitelere katılmak çok önemlidir; bu, baskıyla nasıl başa çıkacağınızı anlamanın anahtarıdır. 

Pillerinizi şarj etmek ve tükenmişliği önlemek için hobilere, ilgi alanlarına ve dinlenmeye zaman ayırın. İster kitap okumak, ister müzik dinlemek, ister açık havada vakit geçirmek olsun, gevşemenize ve yenilenmenize yardımcı olacak kişisel bakım aktivitelerini bulun.

Dr. Sara Aghamohammadi tarafından incelenen bir makalede, zamanlarının en az yüzde 20'sini kişisel olarak ilgilendikleri proje veya fikirler üzerinde çalışarak geçiren insanların tükenmişlik sendromu olmaktan daha fazla korunduğu ifade ediliyor. Bu, örgü örmeyi, bahçecilik yapmayı, araba üzerinde çalışmayı veya eğlence amaçlı spor yapmayı içeren etkinlikler olabilir. 

Mola vermenin tembellik belirtisi değil, sağlığınızı korumanın önemli bir parçası olduğunu unutmayın. İşler ne kadar meşgul olursa olsun ya da siz ne kadar meşgul olursanız olun, kendinize zaman ayırmanız ve gevşemenize yardımcı olacak şeyler yapmanız son derece önemlidir. 

Kaynak : theimprovementartist.com, Dr. John Demartini, National Library of Medicine, Dr. Kristin Neff 
Editör : Fatma Zeybek
Google News
Etiketler
Mavi Kadın
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...