Evlilik teklifi önemli mi? Ne zaman teklif edilmeli?
Çiftlerin ilişkilerini mutlu bir bağ ile bağladıkları düğün öncesindeki ilk adım olan evlilik teklifi, zamanımızın en gösterişli organizasyonları haline geldi. Peki evlilik teklifi önemli mi? İşte uzmanların gözünde gösterişli evlilik teklifleri ve olması gereken sürecin detayları...
Son yıllarda evlenme teklifi düzenlemelerinde belirgin bir değişim göze çarpıyor. Evlenme teklifleri, bireylerin yaşadığı çok özel bir andan çıkarak büyük gösterilere dönüşmeye başladı. Kendisini trafikte dövdürmekten polis kontrolüne takılma oyununa kadar sıra dışı evlenme teklifleri popüler hale geldi. Peki evlilik teklifi önemli mi? Bir ilişkiyi mutlu sonla bağlamak için gösterişli evlilik tekliflerine ihtiyaç var mıdır? İşte detaylar…
EVLİLİK TEKLİFİ ÖNEMLİ Mİ?
Başarılı bir evlilik teklifi, çiftin zamanlamasına bağlıdır. Yani, her ikisinin de evliliğe hazır olması gerekir. Bu, acele edilecek bir şey değildir. Zaten çiftlerin ikisinden biri, evlilik sorusunu sorduğunda karşı taraf için, gerçekten nasıl sorduğunun bir önemi yoktur çünkü diğeri de bu sorunun cevabına hazır olacaktır.
Dünyanın her köşesinde, evlenme teklifini yapacak olan genellikle erkektir, nadiren kadın olur ancak son yıllarda ilginç bir şekilde kadınlar arasında evlilik teklifi oranları artmaya başladı. İlişkilerine dönüp bakıldığında ise bu çiftlerin hala mutlu bir evlilik sürdürdükleri görülmektedir.
'GÜNÜMÜZDE AŞIRILIK SIRADANLAŞMAYA BAŞLADI'
Uzmanlar, 3 soruda evlenme tekliflerinin büyümesinin arkasındaki nedenleri açıkladı. İşte evlilik tekliflerinin büyük gösterilere dönmesinin asıl nedenleri…
1- EVLİLİK TEKLİFLERİ NEDEN BU KADAR BÜYÜDÜ?
Sosyal medya şüphesiz bu olağan dışı tutumlarda önemli bir etkiye sahip. Aslında burada bireylerin amacının çevrenin ilgisini toplamak olduğunu belirtebiliriz. İlgi çekmesi, uzun süre kendisi veya davranışı üzerine konuşulması, kişilerin tanınmasına ve toplum gözünde ünlü hale gelmesine neden oluyor.
Topluluklar, sıra dışı davranış tarzlarını tedirginlik ve huzursuzlukla karşılarlar. Alışılagelmişin dışına çıkmak, topluluklarda bir güvensizlik hissinin doğmasına yol açabilir. Bunu fark etmek, anlamak ve önlem almak oldukça önemlidir ama ne yazık ki günümüzde, aşırılık ve gösteriş sıradan hale gelmeye başladı. Bu durumda sosyal medyanın büyük bir payı vardır.
2- EVLİLİK TEKLİFİNDE YÜZÜK GİBİ TEKLİFİN BÜYÜKLÜĞÜ DE Mİ ÖNEMLİ Mİ?
Aslında gösterişli bir yüzükle evlenme teklifi yapmak, bir çeşit ilgi çekme, beğenilme, üzerine uzun süre konuşulma, kısacası bireyin çevresinden kabul görme isteğinin bir işareti olabilir. Günümüz toplum bilimcileri, her şeyin abartıya kaçtığı ve aşırılıkla şekillenen çağımızı "hiper modern dönem" olarak adlandırıyor. "Hiper" sözcüğü fazlalığı, abartıyı simgeliyor.
İçinde bulunduğumuz ekonomik sistem, sosyal medyanın da etkisiyle, bizi abartıya yönlendiriyor. Yoğun tüketim, aşırı bireyselcilik, boğucu derecede güçlü bir sevgi ve ilgi, hiper modern çağın en belirgin özelliklerini oluşturuyor. Bu aşırılıkların sonucunda bireylerde özsever davranışların geliştiğini gözlemliyoruz. Yüzüğün gösterişli olması, alınan armağanın maddi değerinin yüksek olması, evlenme teklifinin sıra dışı hale getirilmesi gibi örnekler, hiper modernlik anlayışıyla örtüşüyor.
3- TEKLİF BÜYÜK OLDUKÇA AŞK DA MI BÜYÜYOR?
Her birey, duygularının derinliğini, yoğunluğunu ve gücünü kendine has bir biçimde, özgün tarzıyla ifade etmeye çabalar. Herkesin sevgisini, tutkusunu ve hislerini yansıtma biçimi kendine özgüdür. Ancak günümüzde, birçok insan duygularını maddi zenginlik, gösteriş ve abartı etrafında sergilemeye çalışıyor. Paranın en güçlü etken olduğu günümüz toplumlarında, birini etkileme, dikkatini çekme veya hayranlık uyandırma durumu maddi araçlar kullanılarak daha kolay gerçekleştirilebiliyor.
Sosyal medyanın bu kadar etkili ve baskın bir toplumsal güç haline geldiği günümüz dünyasında, bireyleri ve toplumları bu döngüden çıkarmak giderek daha zor hale geliyor. Bugün bana "Günümüz modernliğinin olumsuz yanı nedir?" diye sorsanız, tereddütsüz "Sosyal medya" derim.
Sınırsızlık ve abartı, içinde yaşadığımız dünyada kendimizi daha güvensiz hissetmemize yol açmaktadır. Bu his de endişe doğurmaktadır. Kaygı dolu bir dünyada sağlıklı bir hayat sürdürebilmek ne yazık ki pek olası değildir.
Editör : Sema Acar